Yazar | : | Fuat Dündar |
İsbn | : | 9754709114 |
Yayın Tarihi | : | 2001 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 284 |
Ölçü | : | 13 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İletişim Yayınları |
Bu çalışma, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Balkanlar, Ortadoğu ve Asya Gelişmeleri Bilim Dalı'na sunulmuş bir master tezidir. Önsöz ve haritalar dışında, tezin özgünlüğü korunmuştur.
Bu çalışmanın amacı, İttihat ve Terakki'nin tam iktidar olduğu yıllar içinde (1913-1918), Anadolu'nun Müslümanlaştırılması ve Türkleştirilmesi için uygulanan göç ve iskân politikasını gözler önüne sermektir. Arap, Arnavut, Boşnak, Çerkez, Çingene, Kürt, Laz gibi Müslüman unsurların kabile veya aşiret önderlerinden kopartılarak Anadolu'nun dört bir tarafına serpiştirilme ve Türklük potası altında eritilmeleri yönündeki İttihat ve Terakki hükümeti politikası, devletin gizli belgeleriyle ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın kapsadığı dönem, kamuoyu tarafından daha çok Ermenilerin tehciri ve kıtalinin yaşandığı dönem olarak biliniyor. Belki bu yüzden bu dönemin, üzerinde en çok konuşulan, tartışılan ve en bilinen dönem olduğu sanılır. Doğrudur, Türkiye tarih çalışmaları içinde nicel olarak en fazla çalışmanın İttihat-Terakki ve Ermeni ilişkisi üzerine yapıldığı bir gerçektir. Ancak bu çalışma ile şu gerçek tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilecektir; İttihat ve Terakki Osmanlısı birçok gizi ve bilinmezi bağrında taşımaktadır.
Bilinmezlik ve giz perdesi ampirik bir bilgi eksikliğine yol açmasıyla sınırla kalsa iyi, ama günümüz Türkiye iç ve dış siyasetini de derinden etkilemektedir. Son yıllarda Tehcir ve Soykırım tartışmalarına odaklanan Türk dış politikası, zaman ve enerjisinin büyük bir kısmını bu tarihsel sorun üzerinde yoğunlaştırmaktadır. Dış siyasetteki açmazı aşmak yönünde bir çaba gösterilmesi gerekirken bunun yerine, kendini dış dünyadan soyutlama ve gittikçe içine daha çok kapanma bir siyasi refleks hâkim olmuştur. İçe kapanmada, Türkiye'deki bilim ve tarih çevrelerinin de payı vardır. Evrensel ölçekte, soruna ışık tutan çalışmalar yapacak yerde, iç kamuoyuna, eski tezlerle örülü, propagandif ve yoksulluk edebiyatının hâkim olduğu eserler sunmaktadırlar. Türkiye'de bu konuda ciddi, tarafsız ve bilimsel çalışmanın yetersiz olduğunu üzülerek belirtmem gerekir...