İstanbulum 38 - Feriköy Anılarda... Şimdi

Yazar : Talin Büyükkürkciyan
İsbn : 9786054307289
Yayın Tarihi : Ekim, 2009
Dil : Türkçe
Sayfa Sayısı : 184
Ölçü : 13,5 x 19,5 cm
Yayınevi : Heyamola Yayınları

Bir küçük kavanozdan biraz az ekşi mayayı, unla ve suyla karıştırıp onu iki saat üstü kapalı bir yerde üstüne bez örterek bekletiyoruz. İki tutam susamı, biraz suda pişirip soğutuyoruz. Bir tasın içerisine iki yemek kaşığı pak maya (5 kilo una iki yemek kaşığı), bir tatlı kaşığı şeker ve bir miktar ılık su koyup karıştırıp kabarmasını bekliyoruz. Fazla değil, 10-15 dakika. Diğer tarafta leğenin içerisine un, tuz (5 kilo una bir avuç tuz) ve tüm mayaları koyup beraberce yoğuruyoruz. Yoğurdukça elimize su katıyor, tekrar yoğuruyoruz. Kıvamının yumuşaktan biraz daha az yumuşağa dönmesi gerekiyor. İki avuç kadar zeytinyağı da katıp bir süre sonra yumrukla yoğurmaya devam ediyoruz. Kıvama geldiğinde yani kulak memesi kıvamında olduğunda bir bezin üstüne biraz un koyup bir parça hamurdan alıp una buluyoruz, kurutuyoruz. Biraz susam seriyoruz beze ve onu da ekmeğe doluyoruz. Elimizde kalan susama bulanmış, pişmeye hazır ekmek hamurunu diğer bezin üstüne atıyoruz. Tüm hamuru bu şekilde ayırıp susamlayıp, ekmek şekline getirip bezin üstüne yan yana diziyor ve ekmek hamurlarını koyduğumuz bezin üstünü kapatıyoruz. Ekmeği taş fırında yapacaksak önce fırını yakıp bir güzel kızdırıyoruz. Odunlar sönüp küllendikten sonra çalıdan yapılmış bir süpürgeyi suya batırıp çıkarıp fırının içini temizliyoruz. Bunu yapmaktaki amaç, fırının içini biraz soğutup taşın sıcaklığından ekmeklerin yanmamasını sağlamak. Sonra ekmekleri teker teker büyük küreğin üstüne alıp fırına sürüyoruz. Altı ve üstü kızarınca ve pişip hafifleyince fırından çıkarıyoruz. Ekmekleri elektrikli fırında pişireceksek önce fırını ve tepsiyi ısıtıyoruz. Sonra ekmek hamurlarını yağ veya su koymadan tepsiye diziyoruz. Üstü ve altı pişip kızarınca fırını söndürüyoruz. Fırının sıcaklığıyla kendi kendine içi pişiyor. Kristal bir vazoyu kırmıştım. Belki de kristal değil uyduruktan cam bir vazoydu. Tevekkeli değil, bana vurduğuna göre annem için çok önemliydi. Masanın üstüne çıkmamamı tembihlemişti...
******
DİKKAT!
İstanbul Kitapları (7654 kitap)
ve
Osmanlı Kitapları (2586 kitap)
Koleksiyonları satılıktır.
Çok kıymetli ve nadir kitapları da kapsayan bu
Koleksiyonları almak isteyenler
İletişim paragrafından lütfen mesaj gönderin...