Göreve geldiğimizden beri Türkiye Seyahat Acentaları Birliği olarak gerçekleştirdiğimiz her projenin altına gururla imza atıyoruz. Türkiye'nin en saygın, en üretken ve en önemli meslek örgütlerinden biri olan TÜRSAB'ın yalnızca turizme değil, kültürel yaşamımıza da kazandırdığı değerlerle iftihar ediyoruz. Birliğimizin yarattığı en değerli projelerden birisi olan TÜRSAB Kültür Yayınları Dizisi de bunlardan biri. Antalya, İzmir, Kuzey Ege ve Şanlıurfa'dan sonra dizinin beşinci kitabı olan İstanbul, Türkiye'nin heyecanlı bir özeti gibi oldu. İstanbul topraklarında biriken kültür öylesine derinlere kök salmış, öylesine yoğun ki nereye elinizi atsanız tarih fışkırıyor. Her yeni kazı alanı, Bizans ve Osmanlı'dan yeni bilgiler, yeni eserler ekliyor müzelerimize. İstanbul sonsuza kadar keşfetmeyi noktalayamayacağınız bir hazine sandığı gibi. Sonuna geldiğinizi zannederken tarih sürprizleriyle karşınıza dikiliyor. İşte en son örneği: İstanbul'un kentleşme tarihi birkaç yıl önceye kadar 2 bin 600 yıl olarak bilinirken, Marmaray kazılarıyla 8 bin 500 yıllık bir geçmişi olduğu kanıtlandı. Hazine sandığından bir kez daha paha biçilmez eserler, dünya arkeoloji tarihini değiştiren yeni bilgiler çıktı. İstanbul... İki büyük imparatorluk, iki büyük kültür... İmparatorlardan padişahlara, çan kulelerinden cami minarelerine, yeraltı dehlizlerinden kale burçlarına, saraylardan köşklere, mozaiklerden fresklere, minyatürlerden tablolara... Atlı arabalardan çağdaş metro sistemine, narin kayıklardan deniz otobüslerine, yalılardan gökdelenlere, arabalı vapurlardan Boğaz köprülerine... Sırtını Bizans ve Osmanlı'nın motiflerine dayamış, yüzü geleceğe dönük bu kent, kitaplara değil, ansiklopedilere bile sığmıyor...

---