Bu kitabın oluşmasında, şüphesiz önceki çalışmaların büyük payı vardır.
Büyük kulüplerin tarihini Türk spor tarihinden soyutlamak mümkün değildir. Futbolu da spordan ayırmıyoruz. Futbol tarihinin kulüpsel gelişimini çizerken, diğer kulüpleri de bir kenarda tutamıyoruz...
Farklı bir gelişim çizseler de, sanki doğuş evresinde iç içe bir görünüş arz ediyorlar. Sadece futbolcu olmak değil, yönetici tanımında bile onları bir kulübün değil, birkaç rengin ismi olarak görüyoruz.
Fuat Hüsnü Kayacan ilk Türk futbolcusu sayılır. Ama Fenerbahçeli mi, yoksa Galatasaraylı mı sayılır? Ona bakarsak: “Kaydım Galatasaray’da, kalbim Fenerbahçe’de” der.
Refik Osman Top Beşiktaş’ın, Hasan Fenerbahçe’nin öncü ismidir. Ama Galatasaray’ın oluşumunda onlar da vardır. Doktor Hamit Hüsnü eski Bahriye nazırlarından Hüseyin Hüsnü Paşanın oğlu, Fuat Hüsnünün (Kayacan) ağabeyidir.
1911 yılında Galatasaray’da iken Romanya ve Macaristan turnesinde kafile başkanı idi. 1912’de yine reis iken, Fenerbahçe’nin Altıyol ağzındaki lokaline hemen her akşam evine giderken uğrar ve yakın alaka gösterirdi. İşte bu sıralarda: “Sizi kulübümüzün mensubu olarak görmek isteriz.” şeklindeki davetlerini kıramamış ve aynı yıl Galatasaray’ın reisliğini bırakıp, Fenerbahçe’nin bir üyesi olmuştur.”
Bu ifade Dr. Rüştü Dağlaroğlu’na aittir.

---