Dünyanın neresinde evinizin penceresinde ya da bir otelin balkonunda oturduğunuzda öteki kıtayı görürsünüz? Bu sorunun iki yanıtı var: "İstanbul ve Çanakkale". Dünyada imparatorluklara başkentlik yapmış kentlerin sayısı hemen hemen bir elin parmak sayısını geçmez. Peki! Dünyada kaç kent iki ayrı imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Bu soruya rahatlıkla "hiç" diye yanıt verilebilir. Buna karşılık dünyada üç ayrı imparatorluğa başkentlik yapmış "tek" bir kent vardır, o da İstanbul'dur. Bazı kentler "dişi", çoğunluğu da "erkek" olarak görülebilir. Dişi kentler, daha çekici, daha görsel, daha büyüleyicidirler. Örneğin Paris, Roma, St. Petersburg dişidirler. Her üçü de imparatorluklara başkentlik yaptıkları için özenle işlenmişlerdir. Böyle olunca İstanbul üç kez daha dişi, üç kez daha çekicidir. Kuşkusuz bir de İstanbul'un çekiciliğine doğa imparatorluğunun katkısı olan Boğaz'ı da eklediğinizde kentin büyüsünün ziyaretçileri neden çarptığı daha iyi anlaşılır. Denilebilir ki, ziyaretçilerine oranla, dünyada en çok fotoğrafı çekilen kent İstanbul' dur. İstanbul'un eski gravürleri, minyatürleri geçmişi günümüze taşımışlardır. Fotoğraf ise günümüzde insanlığın ortak dilidir. Kimilerimiz Avrupa yakasında, kimilerimiz Asya yakasında; hatta bazılarımız iki kıtayı birden gösteren fotoğraflar çekmiş olabiliriz. Oysa Durgut Çifti bu kitaplarında, iki eski kıtanın sonsuzlaşan büyülü aşklarının sonucu olan Avrasya'nın dördüncü boyutunu bize "kuşbakışı" olarak sunuyorlar. Özgen Acar

---