Yazar | : | Cemaleddin Server Revnakoğlu |
Yayın Tarihi | : | 1961 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 222 |
Ölçü | : | 16 x 24 cm |
Yayınevi | : | Erzurum Tarihini Araştırma ve Tanıtma Derneği |
Cumhuriyet Türkiye'sinin izale etmek gayretini sarf ettiği kültürel bir eksikliği hepimiz biliyoruz: İstanbul'un Devlet merkezliğine muvazi olan, inhisarcı, merkeziyetçi kültür politikası, 1923 Türkiye'si, Devlet merkezini değiştirirken kültür ve fikir faaliyeti merkezliğini de hiç değilse ikiye çıkardı: İstanbul, Ankara. Ankara Hukuk Fakültesinin kuruluşu, yavaş yavaş Ankara Üniversitesini hazırladı. Türkiye'nin dört bir tarafından bu iki merkeze koşan fikir gençliği, yeni Türkiye'deki sosyal değişmelerin en çok dikkati çeken bir tebeddülüdür.
Yeni Türkiye'nin kültürel merkeziyetçiliğinde başlayan bu başkalık, yani matbuat, Üniversite, Yüksek Öğretim, nihayet sanat ve temaşa hayatına sahip İstanbul ve Ankara, İmparatorluk Türkiye'sinin mustarip olduğu "Kültür hayatında ademi merkeziyet" belli bir maarif ve hars politikasının neticesi olarak belirmedi. Daha ziyade Devlet merkezinin Boğaziçi'nden Anadolu içerilerine götürülmesinin tabii neticesi olarak kendini gösterdi. Bununla beraber İnkılabın ta ilk günlerinden itibaren bir Doğu Üniversitesi hayalinin nasıl vakit vakit zihinleri işgal ettiğine bakılırsa, 1923-50 arasındaki Türkiye, memleketi, fikri ve harsi hayatta ademi merkeziyete kavuşturma siyasetine yabancı değildi. Nihayet 1950-60 arasında bu hayaller gerçekleşme yoluna girdi. Türkiye'nin başlıca mıntıkalarında birer Yüksek Öğretim yuvası vücuda getirmek istendi. Bizde sosyal hareketlere rehberlik eden kanun yapmama karizması, bu iş için de kullanıldı. İzmir'de Ege, Erzurum'da Atatürk adlarını taşıyan Üniversitelerden birincisi birkaç seneden beri faaliyette ve Batı Anadolu'nun gençliğini kendisine doğru celbetmektedir. Diğerinin üzerinde nasıl durulduğunu biliyoruz. Nihayet Orta Anadolu için bir Selçuk, Şimal Anadolu için de bir Karadeniz Üniversiteleri tasavvuru, bir gazete haberine göre "önümüzdeki 25 yılda Üniversite sayısının on beşe çıkarılacağı" düşüncesi de bu kadro içinde mütalaa edilmelidir.
1950-60 devresinin Fabrika kurma hamlesine muvazi olan bu Fakülte ve Üniversite kurma hamlesinin öteden beri mevcut Üniversitelerimizin noksanlarından bahsedildiği bir zamanda ne derece muvaffakiyete götüreceği gibi bir meselenin bulunduğunu kabul ediyoruz...