1982-83 yılların da Cumhuriyet'te yazdığım ''Ağız Tadıyla" yazılan, birçok kişi tarafından anımsanır. Bir bölümü de, bu yazılan "özlemle andıklarım" söyler/er. Bu yazılara karşı, kendi adıma zamanında fazla bir sempati beslemiyordum. Benim için "ısmarlama" olarak yapıla gelmiş bir işti, iddialı olduğum bir konu değildi, çok başarılı olduğumu da sanmıyordum. Ne var ki anımsatmalar değinmeler, giderek bunları derlemem için istekler sürdü. Ve ben bu istekler doğrultusunda bu yazılan toparlar ve bir araya getirirken, onların zaman içinde gerçekten de, belki yazıldıklarında sahip olmadıkları bir değer kazandıklarım sezinledim. Bir ölçüde nostaljik bir değer kazanmıştı bu yazılar, adı geçen kimi değerli, ilginç kişiler ölmüşler, ölümsüz sanılan kurumlar göçmüşler, değişmez sanılan mekânlar yok olmuşlardı. Ayrıca bu yazılar, topluca bakıldıklarında o dönemin İstanbul'u ve Türkiye'si açısından ilginç bir toplumsal/toplumbilimsel tanıklık oluşturuyorlar, yemek olayının içerdiği "kültürel yan" oranında buna bir de kültürel tanıklık niteliği ekleniyordu. Zaman hızla geçiyor, çok şey değişiyordu kuşkusuz... 10 küsur yıl önce yazılmış bu yazılarda, neredeyse komik bir öğe olarak koruduğum (ve tıpkı TV'de gösterilen eski Türk filmlerinde "para "servet' "sermaye" sözcüklerine eşlik eden sayılar gibi çok gerilerde kalmış) o yemek fiyatlarını günümüze uyarlamak için, yaklaşık 500'le çarpmak gerekiyor. Kurumlaşmanın hiçbir alanda Batı ülkelerindeki gibi var olmadığı ülkemizde, birçok ünlü lokantanın tarihe karışmış olduğunu gözlemlemek de üzücü. Ama ilk bölümde belirtmeye çalıştığım gibi, zaman içinde varlığım sürdüren ve hızla değişen, yozlaşan, çöken bir kentte, birer tat şölen sunan, birer lezzet tapınağı oluşturan kurumlar da az değil. Onların bizlere veregeldiği ve vermeyi umalım ki sürdüreceği keyfin ve mutluluğun bir yansımasını da bulacaksınız bu kitapta...

---