Cahit Sıtkı Tarancı'nın Hikayeciliği ve Hikayeleri

Yazar : Selahattin Önerli
Yayın Tarihi : 1976
Dil : Türkçe
Sayfa Sayısı : 141
Ölçü : 13,5 x 19,5 cm
Yayınevi : Akran Matbaacılık
Bahsi Geçen : Cahit Sıtkı Tarancı

Cahit Sıtkı Tarancı'yı yirmi yıl önce (12 Ekim 1956) kaybetmiştik. Bir insanı kaybetmenin acısı büyüktür; ama bir ozanın, bir sanatçının aramızdan ayrılışı daha derin acı uyandırır yüreklerimizde. Yaşasaydı daha nice yapıtlar verecek, bizleri varlığımızın "dar hendesesl"nden kurtararak mutsuzluğumuzu unutturacak bir sanatçıyı her zaman aramızda görmek isteği, en doğal hakkımız değil midir? Cahit Sıtkı Tarancı, Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin önde gelen adlarından biridir. Öyle ki, Tarancı denilince akla ilk gelen, onun ozanlığıdır. Bu, doğru bir çağrışımdır, ama eksiktir. Tarancı'nın şiirinin ayrı bir tadı, ayrı bir havası, ayrı bu özelliği vardır. Bunlar yadsınamaz hiç bir zaman. Deyişindeki özellik, dize istifindeki ustalık, sözcüklerden ozanca yararlanma, Cahit Sıtkı şiirinin en belirgin özellikleridir. Ne var ki, Tarancı'yı yalnızca ozan diye düşünürsek, sanatçılığının bir yanını unutarak ona haksızlık etmiş oluruz çünkü o, bir savı olmamakla birlikte, hikâyeler de yazmış ve bunlarda, ozanlığının yanı sıra, iyi bir hikâyeci olduğunun örneklerini vermiştir. Tarancı'nın ozanlığı, onun öykücülüğünü görmezlikten gelmemize bir neden olamaz. Şiirleriyle hikâyeleri arasında bir bağlantı, bir koşutluk vardır üstelik. Aynı konuyu hem şiirlerinde, hem de hikâyelerinde işlemiştir. Şu ayrımla ki, birinde -şiirlerinde- karamsar ve mutsuz gözüken Tarancı, hikâyelerinde yaşama bağlıdır ve gerçekçidir. Özlemlerini, düşlerini hikâyelerine katmış, mutluluğa ulaşmanın yollarını hikâyelerinde aramıştır. Hikâyelerinde daha iyimser, yaşama daha bağlıdır. Kimi öyküleri ise yaşamının yaşadıklarının belgesidir. Cahit Sıtkı Tarancı, yaşam koşullarının zorunluluğu ile hikâyeye yöneldi. Parasal sıkıntıları olmasaydı, bir gazete kendisine sayfalarını açmasaydı, belki de hikâye yazmayacaktı. Yazdıkça açıldı, kuramsal yönden çok iyi bildiği hikâye kurallarını uygulamaya geçince günden güne daha başarılı ürünler vermeye başladı. Öykülerinden birinin, "Mavromatis Efendi"nin, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın dikkatini çekmesi ve yazarı ile tanışmak istemesi bunun kanıtıdır. Yalnız o değil, başka öyküleri de okuyucunun ilgisini üzerinde toplamıştır...
******
DİKKAT!
İstanbul Kitapları (7654 kitap)
ve
Osmanlı Kitapları (2586 kitap)
Koleksiyonları satılıktır.
Çok kıymetli ve nadir kitapları da kapsayan bu
Koleksiyonları almak isteyenler
İletişim paragrafından lütfen mesaj gönderin...