Yazar | : | Refik Halid Karay |
Yayın Tarihi | : | 1980 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 303 |
Ölçü | : | 0 x 0 cm |
Yayınevi | : | İnkılap ve Aka Kitabevleri |
Bahsi Geçen | : | Refik Halit Karay |
Kendisini öldürmesi için eline verdiğim tabancayı göğsüne çevirdi. Tabanca otomatik değildi; toplu bir "S.W.", 38 Kalibre, horozunun kalktığını, topunun döndüğünü gördüm, görmedim, belki; sesini işittiğim için görmüş gibi oldum ve galiba gülümsedim.
Öyle bir anda gülümsemek mümkün müdür? Ölümü bekliyor, ölmeğe can mı atıyordum.
Hayır, gülümseyişimin sebebi başkadır. Bunu, şu uzun ve acayip sergüzeştin sonlarına doğru öğreneceksiniz ve bağrıma saplanması lazım gelen kurşunlara karşı gülümsediğime hiç de şaşmayacaksınız.
Şimdi macerayı başından dinlemeğe hazırlanınız. İstanbul'da mehtaplı bir yaz akşamı; sene? söylemeyeyim, yalnız o yıl Temmuzun 21 inci günü Arabi ayının tam on dördüne rastlıyor; günlerden Çarşamba. Hem bu ay ramazan ayıdır. Kontrol etmek isterseniz 21 temmuzun Arabi ayın on dördüne ve ramazana tesadüf eden seneyi 1946-1912 yılları içinden çıkarabilir, öğrenirsiniz. O gibi lüzumsuz işlerin meraklıları çoktur.
Ramazanda bulunduğumuzu ve ayın on dördü olduğunu niçin hatırlıyorum, neden unutmamışım? Söyleyeyim:
Karımla beraber sandal gezintisinden döndüğümüz zaman güneş henüz batmıştı.