Yazar | : | Refik Halid Karay |
İsbn | : | 975101834x |
Yayın Tarihi | : | 2002 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 340 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılâp Kitabevi |
Bahsi Geçen | : | Refik Halit Karay |
Postacının pek seyrek uğradığı evlerden biriydi. İkindi üstü Üftade Hanım içeri girip de yerde kapı aralığından atılmış bir mektup bulunca, küçücük bir heyecan geçirdi. Zarfı evirdi, çevirdi; okuma bilmediğinden nereden geldiğini anlayamadı. İki pullu ve üç damgalı oluşuna bakarak önemine hükmettiğinden, biri gelinceye kadar beklemek mi, yoksa gidip bakkal Nuri Efendi'ye okutmak mı gerek kestiremedi.
Şu saatle kocası da, kızı, damadı ve oğlu sokaklarda sürtüyorlardı. Bunlardan eve en erken dönecek olan Feride'yi beklemek kararıyla cumbaya oturdu. Yorulmuştu, zaten... Kendisine Mahmutpaşa yokuşundan bir çift ayakkabı almıştı. Kaç dükkâna uğramıştı? Pazarlık etme zevkini iyice çıkarmıştı; şimdi tatlı bir gevşeklik içinde bu zevki sindiriyordu.
Aynı zamanda mektubun kimin tarafından gönderildiğini de düşünüyor, şehirdeki ve taşradaki tanıdıklara zihninden geçit resmi yaptırıyordu. Neden sonra, sokak kapısı çıngırağının çalındığını duydu. Öksürük sesinden gelenin kızı değil, kocası olduğunu anladı. Yanında anahtar taşırdı; açsın! Koşa koşa inemezdi...