Bir Bâb-ı Ali Kahvesi
Yazar | : | Serkan Özburun |
İsbn | : | 9789752560122 |
Yayın Tarihi | : | Kasım, 2004 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 160 |
Ölçü | : | 13,5 x 21 cm |
Yayınevi | : | Kaknüs Yayınları |
Zamanın evvelinde, iki arkadaş, namına Balıkçı Hoca derler alaturka bir hocaefendiden medrese dersleri almaya başlamıştık. Bu uğurda her gün okul çıkışında, Ahi Elvan Camii’ne yollanır, caminin odunlarını kırar, sobasını yakar, yerleri süpürür ve dışkapının yanındaki çeşmeden dondurucu bir abdest aldıktan sonra yeşil halıların üstüne oturur, lıocaefendiyi beklemeye koyulurduk. Bir zaman sonra Balıkçı Hoca gelir, bizleri selâmladıktan sonra, rahlesini önüne çekip mushafı açar ve kıraat eylemesi için arkadaşım Fatih’e göz ucuyla işaret ederdi. Fatih, aldığı işaret üzerine ellerini dizlerinin üstünde daha bir hizalar, boğazını temizler ve euzu’nun e’sini henüz söylemişken hoca-efendi tarafından durdurulurdu. Bu duraklamanın hemen peşi-sıra gelen bir “olmuyor” sözcüğünü, bu “e” sesinin boğazın göğüsle birleştiği yerden çıkması gerektiği uyarısı izlerdi. Ve bizim çok talihli bir nesil olduğumuzu söylerdi. “Bizim zamanımızda” diye başlayan cümlelerini Rize’deki medrese anılarıyla süslerdi. “Bizim zamanımızda, bir harfi doğru mahrecinden çıkaramayan bir talebenin dili, hoca tarafından elle tutulup, sün-dürülür yahut da kızgın demirlerle dağlanırdı.”..