Yazar | : | Celal Bayar |
İsbn | : | 9755790128 |
Yayın Tarihi | : | 1997 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 240 |
Ölçü | : | 14 x 21 cm |
Yayınevi | : | Sabah Kitapları |
Ben de Yazdım, Türkiye'nin üçüncü cumhurbaşkanı M. Celal Bayar'ın (1883-1986), bütün kurumlarıyla çökmeye yüz tutmuş bir imparatorluğun, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günleriyle, kurulmakta olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk günlerini, ulusal kurtuluş savaşını, Mustafa Kemal Atatürk'ü ve devrimlerini; tarih kitaplarında pek de ele alınmayan ayrıntılarla, yaşadıklarına, belgelere ve çeşitli yazılı kaynaklardan yaptığı titiz araştırmalara dayanarak ortaya koymaktadır. Bu haliyle, Ben de Yazdım'ı, salt Celal Bayar'ın anıları olarak değil, bir anlamda 'resmi tarihin arka planı' olarak da ele almak mümkündür.
İlk baskısı 1965-1972 yılları arasında yayımlanan 8 ciltlik bu yapıtta, geçen yüzyılın sonu ve bu yüzyılın başındaki dönemlere ilişkin birçok tarihsel olay nakledilmektedir. Okudukça da görüleceği gibi, bu olaylar, 'tarihin tekerrür ettiğini' doğrularcasına, bugün de yaşanmaktadır. Sözgelimi, yüzyılın başlarında, Sırplar'ın, 'Büyük Sırbistan' uğruna Balkanlarda giriştikleri 'etnik temizlik' doğrultusunda yaptıkları katliamlar, toplu mezarlar; Karadağ meselesi; Ermeni meselesi; dünyadaki kutuplaşmalar; Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan ve Atatürk devrimlerinden çok önceleri, Meşrutiyet Devri'nde irticai saldırılar, ordunun müdahaleleri, dinin siyasi amaçlar doğrultusunda kullanılması ve sonuçları; siyasi çeteler; ırk, mezhep ve din çatışmaları... Tüm bunlar, günümüz Türkiyesi'nde ve dünyada yaşanan siyasal ve toplumsal hareketliliği bir biçimde, kitle iletişim araçlarından izleyen okura, özellikle de genç nesillere hiç yabancı gelmeyecektir.
Sabah Kitapları, Ben de Yazdım'ı yaklaşık 30 yıl sonra yeniden yayımlayarak; bir yandan, Celal Bayar'ın "Türkiye'nin yakın tarihini genç nesillere anlatma" arzusunu yerine getirmektedir; bir yandan da, kendisinin de, bir yüzyılı aşan yaşamı boyunca tanık olamadığı; acılarla, katliamlarla, siyasal entrikalarla dolu bir ülke ve dünya tarihinin nasıl bir kez daha çeşitli cepheleriyle 'tekerrür ettiğini' ortaya koymaktadır. Nitekim bu yaklaşım, kendisinin de; "Dileğim odur ki, meydana gelecek satırlar okunduğu zaman, gelecek için benzeri hallerde mütalaa ve muhakemeye esas teşkil edebilsin," sözleriyle anlam bulmaktadır...