Pullar, asıl işlevleri olan posta ücreti ödemekten daha fazla iş görür. Pullar, anlatır ve gösterir. Pullar üzerinden her bir ülkenin bayrağını, para birimini, yönetim biçimini, devlet başkanlarını, kültürel mirasını, coğrafyasını, folklorunu, geleneklerini, dinsel ve ulusal bayramlarını, bitki ve hayvanlar dünyasını öğrenebiliriz. Bilgilendirici özelliğiyle bu küçük "kâğıt parçacıkları" çok değerli tarihsel birer kaynaktır. Mektubun tarihiyle karşılaştırıldığında pulların onlar kadar uzun bir geçmişi yoktur. Dünyadaki ilk posta pulu, 1840'ta İngiltere'de basılmıştır. Sir Roland Hill, posta reformu çerçevesinde posta gönderileri için kullanılan ücret hesaplamalarını pulun yardımıyla basitleştirmek istedi. İlk pul ortaya çıkıncaya kadar posta ücretleri, sonradan, gönderi mesafesi, postanın ağırlığı, deniz ya da karayoluyla yapılmasına göre alıcı tarafından karşılanıyordu. Kuşkusuz o dönemde, pulun koleksiyoncular için nasıl bir değer oluşturacağını kimse öngörmemişti. İlk Osmanlı pulu, 10 Ocak 1863'te kullanıldı. İnce bir kâğıda basılmış, Sultan 1. Abdülaziz'in (1830-1876; saltanat dönemi: 1861-1876) tuğrasını ve "Devlet-i aliyye-i Osmaniyye" yazısını taşıyordu. Osmanlı pullarının takip eden emisyonlarından, imparatorluğun tarihindeki önemli dönüm noktalarını da izlememiz mümkündür. 1874-75 yıllarından itibaren çıkarılan pullar, artık sultanın tuğrasını taşımaz, onun yerine hilal ve yıldız kullanılmaktadır. Bu, milliyetçi hareketlerin gitgide öneminin arttığı bir döneme denk gelmektedir. "Bilad-ı meftuhadan Teselya kıtası pastasına mahsustur" (fethedilen bölgelerden biri olan Teselya pastasına özgüdür) tuğra ibaresini taşıyan 1898 yılına ait "Teselya Hatıra Serisi", Yunan bağımsızlık çabaları tarihinde bir bölüm olan o dönemi yaşatmaktadır…

---