Yazar | : | Atilla Dorsay |
İsbn | : | 9758823698 |
Yayın Tarihi | : | Ocak, 2005 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 325 |
Ölçü | : | 13,5 x 22,5 cm |
Yayınevi | : | Nokta kitap |
Sinema ile ilişkili olarak en sevdiğim sözcüklerden biri 'büyü' sözcüğüdür. Çünkü malum, görselliğin ve görsellik keyfinin ancak sinema salonlarında doyurulduğu yıllardan süzülüp gelen kuşaklardanım ben... Ve bizim kuşakların o büyük ve genelde tıklım tıklım dolu salonlarda kolektif biçimde yaşadıkları, belki ancak büyü sözcüğüyle anlatılabilir. Biz o çocukluk-gençlik yıllarında gördüğümüz filmlerle sanki büyülendik. Bu büyü hali hala sürüp gidiyor.
Bu açıdan, bu kitabın adı böyle oldu: "İşte Büyü Zamanı". Ama bu adın tam açıklaması için, lütfen Billy Wilder yazısına bir göz atıverin!..
Büyü, evet. Ama başka sözcükler de akla geliyor, sinema deyince... Bunlardan biri, tutku... Her şeye tutkuyla bağlanmak gerekir belki de... Bağlanırsan, tutkuyla olsun... Ama sinema tutkusu başka şeye benzemez. Çünkü ancak o bize her biri öbüründen farklı, hiçbiri diğerine benzemez sayısız dünyayı armağan edebilir. Her film bir başka kapalı kutudur, her film kimi zaman ömür boyu bize eşlik edecek gizemli bir armağan olma olasılığı taşır. Ve tüm bu armağanlar bir araya gelir, adına sinema denen ve o hiç bitmeyen tutkuyu yaratırlar.
Ama bunlara belki bir üçüncü sözcük eklemek gerekir.
O da bilgi elbette... Çünkü sinema biraz da bilgi işidir. Tutkuyla bağlandığımız, büyüsünü hissettiğimiz her şey gibi bir sevgili, bir merak, bir hobi- sinema hakkında da olabildiğince bilgilenmeliyiz…